Çiğdem Tunç’tan yıllar sonra gelen Mehmet Ali Erbil itirafı!

Şovmen Mehmet Ali Erbil’le ikili olduğu dönemlerde eğlence dünyasının yıldızı haline gelen Çiğdem Tunç, sosyal medya paylaşımlarıyla sık sık gündeme geliyor.

Mehmet Ali Erbil ile bir döneme damga vuran Çiğdem Tunç ‘Aramızda Kalmasın’ programına konuk oldu.

“HAYATIMDAKİ EN KIYMETLİ İNSANDIR”

Tunç canlı yayında kendi hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Ünlü isim Mehmet Ali Erbil’le ilgili şunları söyledi:

Mehmet Ali Erbil ile 12 -15 sene boyunca yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmeden bir çalışma hayatımız oldu. Ekranda sahnede ter türlü etkinliğin içinde ikimizde Türkiye’yi salladık. Ne olursa olsun arkasından konuşmak yaşanmışlıkları ifşa etmek olmaz. Mehmet Ali Erbil’in başına da nahoş hadiseler gelmiştir. Hep yanında oldum. Şöyle ki ayrılma değil o aslında… Ben evlendim, evlenince haliyle eski kafalı biriyim ben dedim bu kadar göz önünde olursam ben hata yapmasam da hatalı bir şey gelişir. Ve soyadını taşıdığım aileye incitebilir yazılan çizilen… Bir adım geri de durayım, dedim. O arada hızını alamayan Mehmet Ali Erbil’e tek başına projeler geldi. Tek başına gidip sunabiliyordu. Konuşarak ayrılmadık. Kendiliğinden oldu. Hâlâ o benim hayatımdaki en kıymetli insanlardan birisidir.

Tunç daha önce katıldığı programda şunları söylemişti:

“PANDEMİDE EVİMİ KAYBETİM”

45 senelik sanatçıyım, beş sene sonra inşallah 50’nci yılımı kutlarız. Bir tane evim vardı, onu da pandemide kaybettim. Ajitasyon için söylemiyorum, canımın sağlığı bana kaldı. Yaşamak için paraya ihtiyacım vardı, evimi nakte çevirdim. Çöp mü bizim hayatımız, geçmişimiz? Çöp müyüz? Ben beş hayat yaşasam onların sahip olduğunun yarısına sahip olamam. ‘Bu akıllıysa ben gerizekalıyım’ diyorum. Tiyatromu ayakta tutabilmek için hiçbir şekilde lüks tüketimim yok. Gerçek sanatçı bu kadar acı çekmemeli.

“KİRAYA ÇIKTIM”

Nakit sıkıntım vardı, evimi sattım. Buna ‘Geçinmek için’ diyebiliriz. Öyle çok büyük kazançlar olmuyor yaptığım işlerden. Çalışmadığım zamanlar oldu. Anneme baktım, ölene kadar yanımdan ayırmadım. Alıştığım yerde, alıştığım mahallede kiraya çıktım. Böyle olmaması gerekiyordu! Demek ki azla yetinebilen bir insanım. Soyut bir tiyatrom var, adımı taşıyan. 20 kişi var, 20 kişiden sorumluyum. Rabbim ne yaparsa hep hayırlısını yapar. Vermiyorsa da bir hayır vardır. Benim karnım doyuyordu, kendimi geçindirecek param vardı, ihtiyaçlarımı karşılıyordum, kimseye el açmıyordum. Büyük iflaslar yaşandı. Sanatçı arkadaşlarımız evine ekmek götüremediği için intihar etti. Asla burada mızmızlık etmiyorum. Ev alınır, alınmazsa da herkes kendine göre küçülüyor.